26 Kasım 2015 saat 00:44’de İkizler burcunda bir Dolunay gerçekleşecek. İkizler – Yay aksındaki konular daha fazla vurgu kazanacak. Bu konular özellikle eğitim ve öğrenme ile ilgili konular, yakın çevre – uzak çevre (yurtdışı da olabilir) ile ilgili konular, kişisel fikirler ve toplumsal düşünceler arası konular, basın-yayın ve medyayı ilgilendiren konular, dini ve ideolojik konular olabilir.
Öncelikle Dolunay’ın gerçekleşeceği aks yani İkizler – Yay aksı üzerinde bir değerlendirme yapalım. Takip edenlerin de bildiği üzere Merkür bir süre evvel (20.11.2015, Saat 21:44) Yay burcuna geçti. Yay burcundaki Merkür nasıldır? Nasıl etki eder? Şimdi biraz bunu inceleyelim.
Temel asalet öğretisine göre Yay burcundaki Merkür zararlı bir konumdadır. Merkür daha çok anda olmak, akışkan olmak, uyanık olmak, etki –tepki sisteminin aktif çalışması, veri gidiş gelişinin aktif çalışması, sinir sisteminin aktifliği, çevre ile ilgili gözlem ve dikkatin nasıl olduğunu gösteren bir fonksiyondur. Merkür Yay burcundayken Merkür’ün ifade ettiği meraklılık ve ilgi, bilgi alışverişi de fazlasıyla genişlik gösterir. Çok fazla konu ile ilgilenilebilir ve zihinsel dağınıklık yaşanabilir ya da akışkan olması gereken Merkür fonksiyonu kendini tembelliğe bırakabilir. Merkür’ün an da olma ve çevresini değerlendirme durumu yavaşlayabilir yani zaman geniş bir şekilde kullanılabilir. Vakit kayıplarına dikkat etmek gerekir. Yine zihin alabileceğinden çok daha fazlası ile ilgilenebilir, oburluk yapabilir ve bir alanda uzmanlaşma ustalaşma , konsantrasyon gecikebilir. Eğer bu zaman zarfında konsantre olmanız gereken işler var ise daha da dikkatli olmanız gerekmekte. Lakin şöyle bir şey de var. Yay burcundaki Merkür’ün dispozitörüne baktığımızda Başak burcundaki Jüpiter olduğunu görüyoruz. Burada mutual reception dediğimiz yani karşılıklı ağırlama dediğimiz durum gerçekleşiyor ve bu karşılıklı ağırlama ikiside zararlı yerleşimde olan gezegenler arasında olmakta. Bu hem Merkür açısından hem de Jüpiter açısından iyi gibi görünüyor. Neden? Çünkü Merkür Başak’ta, Jüpiter de Yay burcunda yönetici durumdadır. Bu şekilde karşılıklı ağırlama olduğu için durumlar biraz değişmekte. O açıdan bu zaman diliminde düşünsel fonksiyonlar daha çok mantığa, bilime, çalışmaya, pratik düşünmeye odaklanabilir durumda. Dolayısıyla Merkür Yay konumunun olumlu bir etkisi ile zihinsel arayışa, sorgulamaya giren zihnimiz daha bilimsel, daha mantıksal cevaplar ile bize dönebilecektir. Merkür Yay’ın sorgulama ve geniş bakış açısı konusundaki kattığı artılar yadsınamaz/inkar edilemez. Özellikle de Dolunay haritasında Başak burcunun yükselmesi ve tam yükselme derecesinin orada Başak burcundaki Jüpiter’in olması da hem zihinsel hem düşünsel konuların ön plana çıkması bir zaman dilimi olduğunu ve bu düşüncelerin de mantıksal, pratik, faydalı olana yönelik, seçici, eleştirel ve ideolojilerle ilgili olması söz konusu. Özellikle de İkizler – Yay aksı ve Jüpiter’in ön plandaki etkisiyle birlikte global anlamda ülkeler arasındaki görüşmelerin vurgu kazanabileceği de söylenebilir.
Türkiye açısından değerlendirildiği bu dönem için özelllikle ideolojik ve yakın-uzak komşularla ilgili konularda spekülasyonların (kurguların)artması ve ön plana çıkması söz konusu. Bu dolunay özellikle ülkemizi çok ilgilendiriyor çünkü Türkiye haritasında Ay ikizler burcunda yükselenin (Türkiye haritasında Yengeç burcu yükselir) yöneticisi durumunda ve 12. Evde yer almakta. Bu da kontrol dışı gelişmelerin olabileceğini, ikili durumların ortaya çıkabileceğini göstermekte. Yine Türkiye haritasındaki bir diğer yerleşim de Mars Terazi yerleşimidir ve Mars’da şuan Terazi burcunda ilerlemekte ve özellikle vatani, toğrağı ilgilendiren, kökleri ilgilendiren temaları ön plana çıkartan bir alanda Yengeç burcunun doğal evi olan 4. Evde yer almakta. Daha önceki bir yazımda Mars Terazi konumunun temel asalet öğretisine göre zararlı bir konum olduğundan ve yaratabileceği durumlardan bahsetmiştim. Bilindiği üzere Mars fonksiyonu tavırlar, savaşım, mücadele, agresyon, savaş ile ilgili konuları içine alır ve esas yeri de Koç burcudur. Koç burcundaki bir Mars direkt hareket eder dolaylı değildir. Terazi burcundaki bir Mars ise direkt değil endirekt hareketler yapabilir. Bu bağlamda bu zaman dilimindeki askeri bir hamlenin direkt değil endirekt tarzda olabilmesi yani halk dilinde çok da mertçe olmaması söz konusudur ve stratejik bakımdan bu hususa çok dikkat edilmelidir.

Mars’ın Terazi’deki konumu her türlü sanat, estetik konular, diplomatlık, aynalama; modacılık, danışmanlık vb konular bakımından iyidir. Fakat konu askeri ve dürtüsel bir hamle olduğunda bu açıdan doğru bir hamlenin ortaya çıktığı bir zaman olamayacağı da açıktır.
Yine Türkiye haritasında Kuzey düğümün Balık – Güney düğümün Başak olması da bir süre evvel burç değiştiren ay düğümleriyle; Transit Kuzey düğümün Başak – Güney düğümün Balık olması ile ilişkisi vardır. Yani Türkiye açısından gidilen, ilerlenilen yönde kaderi bakımdan önemli bir zaman dilimi olduğu ön görülmekte. Transit Kuzey düğümün Başak burcunda olması, Türkiye Natal haritasındaki güney düğümün Başakta olması ile birlikte yorumlandığında sorgulanılan konuların başında Türkiye’nin kuruluşundaki akla, mantığa ve bilime uygun temeller tekrar düşünülebilir. Tekrar düşünülebilir diyorum çünkü hem bu dolunayın değişken burçlarda ikizler – yay aksında olması, hem zihin ve düşünce ile ilgili gezegenlerin; merkür’ün Yay da Jüpiter’in Başak burcunda olması hem dolunay haritasında Başak burcunun yükselende olması ve Jüpiter ile yakın durumu ve ayrıca belirttiğimiz kuzey ay düğümünde Başak burcunda onalra yakın durması bu belirttiğimiz konularda bolca fikir telakkisini, düşünce yürütmeleri gösteriyor. Bu zaman diliminde fikirler, düşünceler arttığı gibi bu bağlamda da arayışlar, spekülasyonlar fazlasıyla artabilir ülkemizde bunun da altını tekrar çizelim.
Öngörü tekiklerinden birisi olan Solar Return (Güneş Dönüşü) tekniği ile baktığımızda Türkiye haritasının tam olarak 2015 ekim ile başlayan gündeminde özellikle askeri bakımdan kontrol dışı gelişmelere (Mars 12) ve özellikle bu haritada 1. evdeki Merkür’ün karşısında 7. Evdeki Uranüs ile zıt açı içinde olmasıyla da ilişkilerde beklenmedik durumların, kopmaların ortaya çıkması ve dengelerin değişmesi durumu özellikle dikkat çekmekteydi.
Yine başka bir ilerletim tekniği olan Profeksiyon tekniği ile baktığımızda ise Cumhuriyetin 92. Yılında Türkiye’nin haritasında 9. Ev profeksiyonu yaşadığını görüyoruz ki bu da yurtdışı ve yabancılar ile ilgili konuların, yine ideolojik ve dini konuların ön plana çıkabileceğini göstermekte.
Bir diğer dikkatimi çeken de Balık burcundaki Transti Kiron’un Türkiye’nin natal haritasında tam oalrak mc si yani tepe noktası ile kavuşum içinde olması. Bu bakımdan Türkiye’nin onuru, itibarı, dış ülkeler tarafından nasıl algılandığı ile ilgili hususlarda hassas bir dönemin içinde olduğu görülmekte.
Sonuç olarak bu kadar astrolojik işaretle özellikle diplomatik – yurtdışı ilişkilerin ön plana çıktığı bu zaman diliminde, ülkemiz açısından olumsuzluklara zeval vermeden iyi bir politika yürütmek gerekliliği görülmekte.
Şimdi Dolunay’daki açısal ilişkileri değerlendiğimde Yay burcundaki Merkür’ün özellikle yine Yay burcundaki Satürn ile yakın durumu (kavuşum) zihinsel açıdan özellikle daha gerçekçi olma yöneliminde olunabileceğini gösteriyor. Bu tabi evrimleşen , sorgulayan insan tipi için mümkün. Bu insan tipinden olmayanlar için ise daha çok dini, idolojik, katı tutumların ve bununla ilgili konuşmaların ortaya çıkması söz konusu. Radikal şekilde ideolojik-dini çığırtkanlar ortaya çıkabilir. Bunun tam tersi bilimsel ve somut verilere göre hareket eden ve dogmalara karşı olanlar da aynı şekilde ön plana çıkabilir. Özellikle geçen seneden bu yana özellikle üzerinde durulan Satürn – Neptün arası kare açılanma da netleşiyor. Satürn 6°58’ ve Neptün 7°02’ lerde bulunmakta. 30 Kasım’da da Güneş – Satürn ile kavuşum yapacak ve bazı şeylerin daha da net görülebilecek. Bütün bu etkilerle birlikte Satürn’ün bu zaman diliminde ön plana çıkmasının düşünsel olarak keskin bir zaman dilimini ifade ettiğini söylemeliyim.
Bunların dışında bu zaman diliminde gökyüzünün gösterdiği verilere baktığımızda özellikle Neptün ‘ün Güneş’ e 90 derece açısından dolayı idealizasyonlara, beklentilere dikkat edilmesi gerekiyor. Özentiler olabilir, arayışlar artabilir, rahatlık arayışı olabilir. Konu aşksa hayal kırıklıkları idealizasyon ve yanlış değerlendirmelere bağlı gelişebilir. Aşk ilişkilerinde yanılgılara özellikle dikkat edilmeli. Fazla beklentiler hayal kırıklığı getirebilir. Yine bu dönem içinde olan bazı beklentilerden dolayı bunalıma girmek ve kaçış istekleri de söz konusu olabilir.
Bu Neptün açısı ile birlikte bir diğer ciddi sert etki de Mars’ın Pluton ile kare görünümü. Henüz bu açı yakın değil fakat Mars kesin kare açıya doğru yaklaşmakta. Bu açılanma ya hep ya hiç uçlarında hareket ettirebilecek ve geri dönüşü olmayan hamleler yaptırabilecek bir etkidir. Kilitlenmeyi getirebilecek bir durumdur. Tavırlar, dürtüler gösterilmeyebilir, biriktirilebilir ve ifade edilmeyebilir. Bu açı ile esneklik kaybolabilir. Biriktirilen öfke, hiddet her ne ise olmadık şekilde patlayabilir. Dolayısıyla Öncü burçların (Koç, Yengeç, Terazi, Oğlak) özellikle bu açılanma açısından daha dikkatli olmaları gerekiyor. Mars – Pluton etkileşimi bazen de kesin kendinden emin şekilde hareket eden etkiler ile ilgilidir. Konsantrasyon çok fazladır ve takıntı olabilir. Eğer böyle olursa ya hep ya hiç davranışı daha etkin şekilde ortaya çıkacaktır.
Son olarak değinmek istediğim ise Dolunay etkileşimindeki halimizle ilgili. Ay’ın İkizler Güneş’in Yay da olduğu bir karşıtlık ve aynı zamanda Ay’ın dispozitörü Merkür de Yay burcunda. Merkür Yay dayken sinirleri biraz aldırmış gibidir. Bunun nasıl olduğunu yazımın başında merkür Yay’ı anlatırken belirtmiştim. Merkür Yay’dayken daha gevşek, rahat, geniş bir tutuma, tarza bürünür. Dolayısıyla Ay’ın ikizlerdeki konumunun sinir sistemini ifade eden Merkür ile ilgisi açısından değerlendirdiğimizde çok da gerginlik ve sinirlilik halinden bahsedemeyiz. Yani bu zaman diliminde rahatlıkla bir takım tartışmalar konuşmalar tırmanabilir. Bu rahat ve açık seçik yapılabilir.
Ay ikizler burcundayken duygularını göstermek bakımından akışkan, rahat ve hareketlidir. Hisleri, duyguları saklayan, çok kontrollü, gizli, bastıran bir konum değildir Ay ikizler konumu. Bu bakımdan da sorular sormak, bazı tartışmaları ortaya çıkartmak bakımından etki edebilir. Merkür de Yay da ağzını pek tutan bir konum değildir ve merak eder, sorular sorar, sorgular. Yani problem kaynaklanırsa biraz boşboğazlık ve gevşeklikten kaynaklanabilir. Lakin görünüme göre belki de bunu kontrol etmekte istemeyeceğiz bu zaman diliminde ve kendimizi ifade edeceğiz nasıl istiyorsak. Zaten Ay’ın Merkür ile zıt açısı da içindeki her şeyi söylememe konusundaki sağ duyululuğu bozabilecek bir etkidir ve içinden geçeni konuşabilir kişiler. Konuşmak istiyorsanız konuşun içinizi dökün ama konuşmalarınıza mümkün mertebe dikakt etmeye çalışın diyorum. Kişisel fikirler daha grupsal nitelikteki fikirlere karışabilir ve atışmalar yaşanabilir. İşte bu zıt görünüm altında ki buna Neptün de ekleniyor yani T-Kare açı oluyor ( Ay ikizler – Merkür Yay – Neptün Balık) düşüncelerin, fikirlerin karışabileceği, dağınıklık olabileceği, kontrollü olmayabileceği de görülüyor. Bütün bu etkiler açısından sonuç olarak bağlantılarınızda, konuşmalarınızda, alışverişlerinizde dikkat edin, dalgın olmamaya çalışın diyorum.
Görüşmek üzere…
Öncelikle Dolunay’ın gerçekleşeceği aks yani İkizler – Yay aksı üzerinde bir değerlendirme yapalım. Takip edenlerin de bildiği üzere Merkür bir süre evvel (20.11.2015, Saat 21:44) Yay burcuna geçti. Yay burcundaki Merkür nasıldır? Nasıl etki eder? Şimdi biraz bunu inceleyelim.
Temel asalet öğretisine göre Yay burcundaki Merkür zararlı bir konumdadır. Merkür daha çok anda olmak, akışkan olmak, uyanık olmak, etki –tepki sisteminin aktif çalışması, veri gidiş gelişinin aktif çalışması, sinir sisteminin aktifliği, çevre ile ilgili gözlem ve dikkatin nasıl olduğunu gösteren bir fonksiyondur. Merkür Yay burcundayken Merkür’ün ifade ettiği meraklılık ve ilgi, bilgi alışverişi de fazlasıyla genişlik gösterir. Çok fazla konu ile ilgilenilebilir ve zihinsel dağınıklık yaşanabilir ya da akışkan olması gereken Merkür fonksiyonu kendini tembelliğe bırakabilir. Merkür’ün an da olma ve çevresini değerlendirme durumu yavaşlayabilir yani zaman geniş bir şekilde kullanılabilir. Vakit kayıplarına dikkat etmek gerekir. Yine zihin alabileceğinden çok daha fazlası ile ilgilenebilir, oburluk yapabilir ve bir alanda uzmanlaşma ustalaşma , konsantrasyon gecikebilir. Eğer bu zaman zarfında konsantre olmanız gereken işler var ise daha da dikkatli olmanız gerekmekte. Lakin şöyle bir şey de var. Yay burcundaki Merkür’ün dispozitörüne baktığımızda Başak burcundaki Jüpiter olduğunu görüyoruz. Burada mutual reception dediğimiz yani karşılıklı ağırlama dediğimiz durum gerçekleşiyor ve bu karşılıklı ağırlama ikiside zararlı yerleşimde olan gezegenler arasında olmakta. Bu hem Merkür açısından hem de Jüpiter açısından iyi gibi görünüyor. Neden? Çünkü Merkür Başak’ta, Jüpiter de Yay burcunda yönetici durumdadır. Bu şekilde karşılıklı ağırlama olduğu için durumlar biraz değişmekte. O açıdan bu zaman diliminde düşünsel fonksiyonlar daha çok mantığa, bilime, çalışmaya, pratik düşünmeye odaklanabilir durumda. Dolayısıyla Merkür Yay konumunun olumlu bir etkisi ile zihinsel arayışa, sorgulamaya giren zihnimiz daha bilimsel, daha mantıksal cevaplar ile bize dönebilecektir. Merkür Yay’ın sorgulama ve geniş bakış açısı konusundaki kattığı artılar yadsınamaz/inkar edilemez. Özellikle de Dolunay haritasında Başak burcunun yükselmesi ve tam yükselme derecesinin orada Başak burcundaki Jüpiter’in olması da hem zihinsel hem düşünsel konuların ön plana çıkması bir zaman dilimi olduğunu ve bu düşüncelerin de mantıksal, pratik, faydalı olana yönelik, seçici, eleştirel ve ideolojilerle ilgili olması söz konusu. Özellikle de İkizler – Yay aksı ve Jüpiter’in ön plandaki etkisiyle birlikte global anlamda ülkeler arasındaki görüşmelerin vurgu kazanabileceği de söylenebilir.
Türkiye açısından değerlendirildiği bu dönem için özelllikle ideolojik ve yakın-uzak komşularla ilgili konularda spekülasyonların (kurguların)artması ve ön plana çıkması söz konusu. Bu dolunay özellikle ülkemizi çok ilgilendiriyor çünkü Türkiye haritasında Ay ikizler burcunda yükselenin (Türkiye haritasında Yengeç burcu yükselir) yöneticisi durumunda ve 12. Evde yer almakta. Bu da kontrol dışı gelişmelerin olabileceğini, ikili durumların ortaya çıkabileceğini göstermekte. Yine Türkiye haritasındaki bir diğer yerleşim de Mars Terazi yerleşimidir ve Mars’da şuan Terazi burcunda ilerlemekte ve özellikle vatani, toğrağı ilgilendiren, kökleri ilgilendiren temaları ön plana çıkartan bir alanda Yengeç burcunun doğal evi olan 4. Evde yer almakta. Daha önceki bir yazımda Mars Terazi konumunun temel asalet öğretisine göre zararlı bir konum olduğundan ve yaratabileceği durumlardan bahsetmiştim. Bilindiği üzere Mars fonksiyonu tavırlar, savaşım, mücadele, agresyon, savaş ile ilgili konuları içine alır ve esas yeri de Koç burcudur. Koç burcundaki bir Mars direkt hareket eder dolaylı değildir. Terazi burcundaki bir Mars ise direkt değil endirekt hareketler yapabilir. Bu bağlamda bu zaman dilimindeki askeri bir hamlenin direkt değil endirekt tarzda olabilmesi yani halk dilinde çok da mertçe olmaması söz konusudur ve stratejik bakımdan bu hususa çok dikkat edilmelidir.
Mars’ın Terazi’deki konumu her türlü sanat, estetik konular, diplomatlık, aynalama; modacılık, danışmanlık vb konular bakımından iyidir. Fakat konu askeri ve dürtüsel bir hamle olduğunda bu açıdan doğru bir hamlenin ortaya çıktığı bir zaman olamayacağı da açıktır.
Yine Türkiye haritasında Kuzey düğümün Balık – Güney düğümün Başak olması da bir süre evvel burç değiştiren ay düğümleriyle; Transit Kuzey düğümün Başak – Güney düğümün Balık olması ile ilişkisi vardır. Yani Türkiye açısından gidilen, ilerlenilen yönde kaderi bakımdan önemli bir zaman dilimi olduğu ön görülmekte. Transit Kuzey düğümün Başak burcunda olması, Türkiye Natal haritasındaki güney düğümün Başakta olması ile birlikte yorumlandığında sorgulanılan konuların başında Türkiye’nin kuruluşundaki akla, mantığa ve bilime uygun temeller tekrar düşünülebilir. Tekrar düşünülebilir diyorum çünkü hem bu dolunayın değişken burçlarda ikizler – yay aksında olması, hem zihin ve düşünce ile ilgili gezegenlerin; merkür’ün Yay da Jüpiter’in Başak burcunda olması hem dolunay haritasında Başak burcunun yükselende olması ve Jüpiter ile yakın durumu ve ayrıca belirttiğimiz kuzey ay düğümünde Başak burcunda onalra yakın durması bu belirttiğimiz konularda bolca fikir telakkisini, düşünce yürütmeleri gösteriyor. Bu zaman diliminde fikirler, düşünceler arttığı gibi bu bağlamda da arayışlar, spekülasyonlar fazlasıyla artabilir ülkemizde bunun da altını tekrar çizelim.
Öngörü tekiklerinden birisi olan Solar Return (Güneş Dönüşü) tekniği ile baktığımızda Türkiye haritasının tam olarak 2015 ekim ile başlayan gündeminde özellikle askeri bakımdan kontrol dışı gelişmelere (Mars 12) ve özellikle bu haritada 1. evdeki Merkür’ün karşısında 7. Evdeki Uranüs ile zıt açı içinde olmasıyla da ilişkilerde beklenmedik durumların, kopmaların ortaya çıkması ve dengelerin değişmesi durumu özellikle dikkat çekmekteydi.
Yine başka bir ilerletim tekniği olan Profeksiyon tekniği ile baktığımızda ise Cumhuriyetin 92. Yılında Türkiye’nin haritasında 9. Ev profeksiyonu yaşadığını görüyoruz ki bu da yurtdışı ve yabancılar ile ilgili konuların, yine ideolojik ve dini konuların ön plana çıkabileceğini göstermekte.
Bir diğer dikkatimi çeken de Balık burcundaki Transti Kiron’un Türkiye’nin natal haritasında tam oalrak mc si yani tepe noktası ile kavuşum içinde olması. Bu bakımdan Türkiye’nin onuru, itibarı, dış ülkeler tarafından nasıl algılandığı ile ilgili hususlarda hassas bir dönemin içinde olduğu görülmekte.
Sonuç olarak bu kadar astrolojik işaretle özellikle diplomatik – yurtdışı ilişkilerin ön plana çıktığı bu zaman diliminde, ülkemiz açısından olumsuzluklara zeval vermeden iyi bir politika yürütmek gerekliliği görülmekte.
Şimdi Dolunay’daki açısal ilişkileri değerlendiğimde Yay burcundaki Merkür’ün özellikle yine Yay burcundaki Satürn ile yakın durumu (kavuşum) zihinsel açıdan özellikle daha gerçekçi olma yöneliminde olunabileceğini gösteriyor. Bu tabi evrimleşen , sorgulayan insan tipi için mümkün. Bu insan tipinden olmayanlar için ise daha çok dini, idolojik, katı tutumların ve bununla ilgili konuşmaların ortaya çıkması söz konusu. Radikal şekilde ideolojik-dini çığırtkanlar ortaya çıkabilir. Bunun tam tersi bilimsel ve somut verilere göre hareket eden ve dogmalara karşı olanlar da aynı şekilde ön plana çıkabilir. Özellikle geçen seneden bu yana özellikle üzerinde durulan Satürn – Neptün arası kare açılanma da netleşiyor. Satürn 6°58’ ve Neptün 7°02’ lerde bulunmakta. 30 Kasım’da da Güneş – Satürn ile kavuşum yapacak ve bazı şeylerin daha da net görülebilecek. Bütün bu etkilerle birlikte Satürn’ün bu zaman diliminde ön plana çıkmasının düşünsel olarak keskin bir zaman dilimini ifade ettiğini söylemeliyim.
Bunların dışında bu zaman diliminde gökyüzünün gösterdiği verilere baktığımızda özellikle Neptün ‘ün Güneş’ e 90 derece açısından dolayı idealizasyonlara, beklentilere dikkat edilmesi gerekiyor. Özentiler olabilir, arayışlar artabilir, rahatlık arayışı olabilir. Konu aşksa hayal kırıklıkları idealizasyon ve yanlış değerlendirmelere bağlı gelişebilir. Aşk ilişkilerinde yanılgılara özellikle dikkat edilmeli. Fazla beklentiler hayal kırıklığı getirebilir. Yine bu dönem içinde olan bazı beklentilerden dolayı bunalıma girmek ve kaçış istekleri de söz konusu olabilir.
Bu Neptün açısı ile birlikte bir diğer ciddi sert etki de Mars’ın Pluton ile kare görünümü. Henüz bu açı yakın değil fakat Mars kesin kare açıya doğru yaklaşmakta. Bu açılanma ya hep ya hiç uçlarında hareket ettirebilecek ve geri dönüşü olmayan hamleler yaptırabilecek bir etkidir. Kilitlenmeyi getirebilecek bir durumdur. Tavırlar, dürtüler gösterilmeyebilir, biriktirilebilir ve ifade edilmeyebilir. Bu açı ile esneklik kaybolabilir. Biriktirilen öfke, hiddet her ne ise olmadık şekilde patlayabilir. Dolayısıyla Öncü burçların (Koç, Yengeç, Terazi, Oğlak) özellikle bu açılanma açısından daha dikkatli olmaları gerekiyor. Mars – Pluton etkileşimi bazen de kesin kendinden emin şekilde hareket eden etkiler ile ilgilidir. Konsantrasyon çok fazladır ve takıntı olabilir. Eğer böyle olursa ya hep ya hiç davranışı daha etkin şekilde ortaya çıkacaktır.
Son olarak değinmek istediğim ise Dolunay etkileşimindeki halimizle ilgili. Ay’ın İkizler Güneş’in Yay da olduğu bir karşıtlık ve aynı zamanda Ay’ın dispozitörü Merkür de Yay burcunda. Merkür Yay dayken sinirleri biraz aldırmış gibidir. Bunun nasıl olduğunu yazımın başında merkür Yay’ı anlatırken belirtmiştim. Merkür Yay’dayken daha gevşek, rahat, geniş bir tutuma, tarza bürünür. Dolayısıyla Ay’ın ikizlerdeki konumunun sinir sistemini ifade eden Merkür ile ilgisi açısından değerlendirdiğimizde çok da gerginlik ve sinirlilik halinden bahsedemeyiz. Yani bu zaman diliminde rahatlıkla bir takım tartışmalar konuşmalar tırmanabilir. Bu rahat ve açık seçik yapılabilir.
Ay ikizler burcundayken duygularını göstermek bakımından akışkan, rahat ve hareketlidir. Hisleri, duyguları saklayan, çok kontrollü, gizli, bastıran bir konum değildir Ay ikizler konumu. Bu bakımdan da sorular sormak, bazı tartışmaları ortaya çıkartmak bakımından etki edebilir. Merkür de Yay da ağzını pek tutan bir konum değildir ve merak eder, sorular sorar, sorgular. Yani problem kaynaklanırsa biraz boşboğazlık ve gevşeklikten kaynaklanabilir. Lakin görünüme göre belki de bunu kontrol etmekte istemeyeceğiz bu zaman diliminde ve kendimizi ifade edeceğiz nasıl istiyorsak. Zaten Ay’ın Merkür ile zıt açısı da içindeki her şeyi söylememe konusundaki sağ duyululuğu bozabilecek bir etkidir ve içinden geçeni konuşabilir kişiler. Konuşmak istiyorsanız konuşun içinizi dökün ama konuşmalarınıza mümkün mertebe dikakt etmeye çalışın diyorum. Kişisel fikirler daha grupsal nitelikteki fikirlere karışabilir ve atışmalar yaşanabilir. İşte bu zıt görünüm altında ki buna Neptün de ekleniyor yani T-Kare açı oluyor ( Ay ikizler – Merkür Yay – Neptün Balık) düşüncelerin, fikirlerin karışabileceği, dağınıklık olabileceği, kontrollü olmayabileceği de görülüyor. Bütün bu etkiler açısından sonuç olarak bağlantılarınızda, konuşmalarınızda, alışverişlerinizde dikkat edin, dalgın olmamaya çalışın diyorum.
Görüşmek üzere…